Ana Sayfa » , , , , » Bugün Gerze, yarın tüm Türkiye!

Bugün Gerze, yarın tüm Türkiye!

Yazar: Diren Sinop on 25 Eylül 2013 Çarşamba | 19:58


Anadolu grubu patronu Tuncay Özilhan, grubunun inşa etmek istediği termik santral için yaptığı ilk açıklamalarda şöyle demişti “Önce Gerze Yaykıl köyündeki projeyi başlatarak bir değer yaratmak istiyoruz. Gizlilik anlaşması imzaladığımız şirketler var.” Özilhan, burada ifade etmeye çalıştığı sözcüklerle yatırımın kendileri için ne kadar önemli olduğunu vurguluyordu.

Yaratmaya çalışıyoruz dediğiniz değerlerin hepsi kendi çıkarlarınız için sayın Özilhan, bu projelerinizden ne doğanın ne de Gerze halkının hiçbir çıkarı olamaz. Bu nedenle şu an Gerze halkının şanlı direnişi karşısında yapacak hiçbir şeyiniz yok. Yenildiniz ve bu nedenle defolup gitmek zorundasınız. Bugün Gerze’den fakat yarın tüm Türkiye’den bir halk deyişi ile sizi yolculuyoruz ve yolculayacağız, “gidişiniz olsun dönüşünüz olmasın inşallah.”

Termik santral tehlikesi geçti mi?

Bu soruyu kendimize sormadan ya da şimdilik duran bu sürecin yeniden başlayıp başlamayacağına emin olmadan pılımızı pırtımızı toplamayalım. Benzer gelişmeler Türkiye’nin dört bir yanında çok yaşandı. Bursa’nın Keles ilçesi Kozağacı bölgesinde yapılmak istenen termik santral orada bulunan 7 köyde yaşayan insanları topraklarından atıp süren yanı ile gündeme gelmişti. Termik santral ihalesini ilk önce Çalık gurubu aldı. Bölge halkının hiç eğilip bükülmeyen ve kırılmayan mücadelesi sonucunda Çalık gurubu santralden vazgeçtiğini açıklayarak bölgeden çekildi. O zaman da bölge halkı bayram etmişti. Ancak geçtiğimiz yıl termik santral yeniden ihaleye çıktı ve yeni bir firma ihaleyi aldı. Şu an bölge halkı bu firmaya karşıda yoğun mücadele içine girmiş durumda.

Tüm bu nedenlerden dolayı Gerze’de de mücadele bayraklarımızı toprağa gömmeden sevinç naralarımızı atalım. Yaşanan sürecin bir hukuki başarı olduğu yönündeki yaklaşımlar mücadeleyi sönümlendirme tehlikesini içinde barındırmaktadır. Başarının sırrı verilen hukuki mücadelede değil halkın yılmaz direnişindedir. Hukuki başarı algısı hem Gerze’de hem de ülkenin dört bir yanında beklentilere yol açma tehlikesini içinde barındırmaktadır. Bu nedenle yaşanan hukuki süreci reddetmeden ve asıl olanı yani bölge halkının onurlu direnişini öne çıkarmak doğru olan tutum olacaktır.

Bu hesap böyle kapanamaz!

Jandarma ve polisin kolkola girerek bölge halkına saldırmasının ve bu nedenle dayak yiyen, plastik mermi, basınçlı su, biber gazı, cop ve dipçiğe maruz kalan insanların hesabını kim verecek peki. Sinop Valisi, Gerze Kaymakamı, Garnizon Komutanı, Polis Müdürü ve diğerleri halka yaptıkları zulmün hesabını vermek zorundalar, termik santral defteri böyle kapatılamaz. Sermayenin çıkarlarını korumak adına halka saldıranlar Türkiye’nin her yanında aynı biçimde davranmaktadır.

İşte Gezi parkı, işte ODTÜ, hepsi aynı uygulamaların birer parçası ve hepsinin bir tek nedeni var sermayenin “yüce” çıkarları. Bu çıkarlar her değerin üstünde, halkın, toprağın, suyun, ormanın ama her şeyin üstünde ve adeta kutsallık atfedilmiş durumda. Bu durum değişecek elbette ve bu halk doğa düşmanlarından mutlaka bu yaşananların hesabını soracak.

İptal sırası nükleer santrale gelmeli!

Gerze’de, özellikle Yaykıl köylüleri içinde yılgınlık yaşanıp süreç sönümlenmeye doğru ilerleseydi, ilk önce düzen partilerinin sözcüleri durumdan vazife çıkartıp termik santralin ülke ekonomisi ve bölge ekonomisine yararlarını alt alta sıralarlardı. Peki Sinop’ta yapılmak istenen nükleer santralde yaşanabilecek bir sızıntının sonuçları Gerze’lileri ilgilendirmeyecek mi? Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül, nükleer santral için “bir mühendis olarak nükleer santral yapımına karşı değilim. Ancak Sinop’a yapılmasına karşıyım, Sinop’ta santralin  yapılacağı yer cennetten bir köşe. Ormanın, yeşilin ve denizin bir arada olduğu bir alan. Buranın cehenneme çevrilmesine  karşıyım” demiş.

Çernobil de sayın başkanın dediği gibi yemyeşil bir alandı. Santral patladığında da yeşildi ve halen yeşil. Bir tek eksiği var, artık orada insan yok. Sinop’ta nükleer santrale karşı olup başka yerde karşı olmamak mühendislik gereği olamaz sayın başkan. Çernobil felaketinin sonuçlarını tüm Karadeniz halkı yaşadı ve yaşamaya devam ediyor, bilmem bu durumun farkındamısınız, yoksa umurunuzda değil mi?

Eğer Gerze’de olduğu gibi Sinop halkı da tepkisini ortaya koyar ve mücadeleye atılırsa o zaman belediye başkanları da, vekilleri de santrale karşı olurlar. Yoksa bir mühendis olarak karşı değilimin ikinci adımı aynen eski belediye başkanının yaptığı gibi “güvenliyse ve üllke çıkarlarına uygunsa” destekleyiverirler. Gerze halkı sermayenin topyekün saldırısı karşısında nasıl bir tutum almamız gerektiğini cümle aleme göstermiştir. Gezi mücadelesinin ve bir çok mücadelenin arka planında Bergama, Gerze Yaykıl, Keles Kozağacı gibi başarılı mücadele örnekleri ve birikimleri yer almış ve almaya devam edecektir. Gerze halkı yaşadıkları deneyimle Sinop nükleer santraline karşı gereken cevabı vermek zorundadır. Sinop’un bu tutum ve desteğe ihtiyacı olduğu açıkça ortadadır.

Ne için enerji!

Tüm yaşanılan saldırıların arkasında sözde enerji ihtiyacı olduğu söylemi vardır. OMV şirketini özellikle Karadenizliler daha doğrusu doğaya yönelik yürütülen saldırıları görenler ve bugüne kadar bu saldırıya karşı mücadele yürütenler bilirler. OMV şirketi Avusturya’dan gelmiş ve bizim enerji ihtiyacımızı karşılamak için yanıp tutuşan bir şirket. Öyle ya tüm bu yatırımların enerji ihtiyacımız nedeniyle yapıldığını devlet yetkilileri bas bas bağırıyor. Bu da yetmezmiş gibi bu bas bas bağıranlara sözde karşı olan fakat “enerjiyi nasıl karşılayacağız” diyen ve bu soruya oturup cevap arayanlar da eklenince hepimiz biraz dumura uğruyoruz. Her kafadan böyle ses çıkınca biz de oturup yok güneşten mi, yok rüzgardan mı, yok nükleer santralle mi, dalga enerjisiyle mi, termik santralle mi, çöp yakarak mı gibi bir çok alternatifi tartışmaya kalkışıyoruz.

“Biz” dediğimiz insanlar deyince ben kendim gibileri kastediyorum, yani sıradan insanları. Zenginin parası züğürtün çenesini yorarmış diye bir söz vardır hepimiz biliriz. Evde yaktığımız 40 mumluk ampul, tv, çamaşır makinesi vb. için bu kadar dertlenmekte ne, anlamak mümkün değil. Türkiye’de ve dünyada kapitalist üretim ve tüketimin üstüne, zorunlu olan büyüme yasasını da koyduk mu enerji ihtiyacı sonsuzlara ulaşıyor. Peki bu üretim ve tüketimden yaralananlar kim? Afrika halkları değil, Ortadoğu halkları da değil, Güney Amerika, Asya, Uzak doğu hiç değil. Emperyalist kapitalist ülkelerdeki muktedirler  ve bu ülkelerin diğer dünya ülkelerinde ki işbirlikçisi bir avuç azınlık. Bu bir avuç sermayedarın sermayesi biraz daha büyüsün ve biraz daha birikimi artsın diye dertlenip duruyoruz. Bizim gibilerin yani Türkiye’den bakarsak en az 60-70 milyon insanı ilgilendirmeyen bir meselede hangi enerji iyidir, hangisi kötüdür bağlamında tartışmamız ne kadar abesle iştigal bir durum öyle değil mi!

Son söz...

Bilmem kaç milyon dolar yatırımla Rize’de AVM açılıyormuş. AVM’nin üstü de güneş panelleri ile kaplanacakmış. Yani sırf bu yüzden destekleyenler olacaktır tabii. Fakat bölge küçük esnafı uluslararası tekellere tercih edilirken, belediyenin bu ince enerji yaklaşımı ne kadar bayağı kalıyor öyle değil mi. Tabiki enerjiden sonra en önemli ihtiyacımız da bu yolla karşılanmış oluyor. Çay ve fındık üreticilerinin sorunları AVM ile birlikte ortadan kalkar umarız! HES, maden vb. sorunlarla da daha az uğraşırız artık! Ne de olsa Türkiye’nin en büyük AVM’si Rize’ye yapılıyor. Geçmişte üç beş kuruşumuzu “turizm” yollarında tüketirdik, artık uzaklara gitmeden AVM içinde tüketip zavallı sermaye sahiplerinin birikimlerine destek olmuş oluruz. Bu yolla da büyük sevaplar kazanacağımızdan bu sevapları işlememize yardım eden hükümet mensuplarının, belediye ve sanayi odalarının duaları ile birlikte tüm Rize ve diğer karadenizlilere cennetin yolu aralanmış olacaktır! Eh hadi hayırlısı bakalım...

Yusuf GÜRSUCU / HDK Ekoloji Komisyonu Üyesi                   

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Ana Sayfa | Ayancık |İletişim
Copyright © 2013. Diren Sinop - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz içerik kullanmak yasaktır.